Farklı düşünmek mi, farklı görmek mi?
Hangisi önce gelir?
Aslında amaç yaratıcı fikirler üreten zihinsel ve duygusal
“bilenmişlik” ise bu çok da önemli değil.
Yüksek gözlem gücü “kreatif düşüncelere” ulaşmada kritik bir
yetkinliktir. Yüksek gözlem gücü, zihinsel elektiriklenme oluşturur. Bir tür
bio-kimyasal ve/veya elektromanyetik akım.
Nerede?
Zihnin düşünme bölgesinde “snapslar arasında” yeni bağ ve
bağlantılar ortaya çıkarır.
Eskisinden çok daha fazla ve farklı düşünebilecek bir
düşünme eşiğine adım atmış olursunuz.
“Sürekli aynı şeyleri yaparsanız hep aynı sonuçları
alırsanız.” Der bir Özlü sözde. Yaratıcı düşünmenin nirvasına götüren yolda
demek ki yapılacak “egzersizin “adı belli. Her seferinde “farklı yapmak”.
Bu ne sağlayacak?
Snapslar arasında yeni elektro-kimyasal bağlantı yolları
kurulmasını.
Yani yaratıcı düşünmede zihinsel genleşme!
Bu mümkün mü?
Ne demek?
Dene ve gör!
Yapmak (kinestetik bir eylem içinde olmak) düşünme biçimini
geliştirir.
Tersi mümkün mü?
Tabii ki!
Düşünmek, yapma eylemini mükemmelleştirir.
Yaratıcılık otobanında “çift yönlü” trafik akışı var. Ne
güzel !
Zihin, objelerle ne derece etkin bağlar kurarsa, nesnelerin
anlamı üzerinden düşünce gelişir.
Nesneler dünyasından taşan “anlam” zihne düşünme noktasında
inanılmaz güçlü malzemeler taşır.
Yaratıcı düşünceyi, nesneler dünyasından gelen anlam
zenginliği durgun suya atılan bir taşın hareket çemberleri oluşturması gibi
hareketlendirir.
Renkler, rakamlar, kelimeler, olaylar, ilişkiler… Yaratıcı
düşüncede çoklu faktör etkisiyle kartopu gibi büyüyen zihinsel etkileşimler
oluştururlar. Farklı ve kapsayıcı düşünme hız kazanır. Daha önce hiçbir cevabı
olmayan soruların karanlık dehlizleri içine “güm ışığı” gibi aydınlığın ışığı
dolmaya başlar.
Keşifler ve buluşlar gerçekleşir.
Nasıl olur bu? Hem de kolayca.
Olur! Bilinçaltı zenginliği tüm görkemi ile işin içine
girmiştir.
Her türlü problemde bilinç altı derinliklerinde var olan
güçlü çözümlere ve göz kamaştıran ışıklara ve harikulade yansımalara
ulaşabilmek yaratıcı düşünmede “nirvanaya” ulaşmakla aynı anlama gelir.
Fiziksel ortamımızın yaratıcılık üzerinde doğrudan bir
etkisi vardır.
Duygusal dinginliğimizin ya da duygusal taşkınlığımızın
yaratıcılık üzerinde doğrudan bir etkisi vardır.
Ruhsal iniş çıkışların ve/veya ruhsal konsantrasyonun
yaratıcılık üzerinde doğrudan bir etkisi vardır.
Belirli bir alandaki düşüncelerin farklı alanlardaki düşünce
biçimleriyle birleşebilmeleri ve kavram evlilikleri yapabilmelerinin
yaratıcılık üzerinde doğrudan bir etkisi vardır.
Demek ki fizik, ruh, duygu ve düşünce gibi insanı oluşturan
4 ana elementin hem tek başlarına hem de birlikte oluşturdukları kimya
yaratıcılığı tetikleyen güçlü “türbülanslar” oluşturabilmekte ve inovatif buluş
ve keşiflere neden olabilmektedir.
Zihnin çalışma prensiplerini bilmek ve bu prensipler içinde
düşünmeyi ateşleyen “bujiler” ve etki faktörleri kullanmak yaratıcılığı
geliştirir.
Alfred Armand Montapert tam da bu noktada şu veciz ifadeyi
kullanarak konuyu açar: "Zihin, insanın sarf ettiği tüm çabalarda en
yapıcı ve en yaratıcı gücü oluşturur." Zihin eğer yaratıcı düşünme ilkeleri doğrultusunda ustaca
kullanılırsa problem çözmede çok etkili sonuçlara ulaşmada bize tüm gücüyle
yardım eder. O halde yapmamız gereken zihninizi ateşleyecek “farklılıkları”
bulup ortaya çıkarmaktır. Yaratıcılık üzerinde düşünmek ve yaratıcılık
yollarını keşfetmektir.
Christopher Reeve, bu konuda der ki: “ Hayallerimizin pek
çoğu başlangıçta imkansız görünür. Sonra olmayacakmış gibi görünür. Sonra biz keskin
bir –irade- ortaya koyduğumuzda tüm imkansız fikirlerin ortaya çıkması
kaçınılmaz hale gelir.”
Yaratıcı düşünceye ulaşmak bu özlü sözden hareketle zihni
harekete geçiren yüksek dereceli “istek enerjisi” ile mümkün hale gelir.
Bu aşamadan sonra ise yaratıcılık yollarını keşfetmek
gerekir.
Yaratıcılık bir keşif yolculuğudur. Aynı zamanda bu yolculuk
disiplinli bir çabadır. Neyin çabası?
Yeniye ulaşma isteğinin. Problemlerden kurtulma arzusunun.
Farklı olanı keşfetmede yatan mutluluğu tadımlamak duygusunun.
Yaratıcılık düşünmede bir üst eşiktir. Bu eşikten
bakıldığında tüm dünya, hayat ve olay örgüleri insan gözüne bambaşka gözükür.
Yaratıcılık gr özlüğü farklı içerikte mercekler kullanır. Bu merceklerden
baktığınızda hayatın tüm sorun ve sıkıntıları benzersiz mutluluklar üreten bir
oyun kurgusuna dönüşür. Yaratıcı düşünce insana taze bir enerjidir. Zorlukların
yıpratıcılığına karşı güçlü bir aşıdır. Hayatı kolaylaştıran ve yaşarken insana
haz veren bir adrenalin bağımlığı gibidir.
Yaratıcı düşünceyi en somut sözcüklerle tanımlamak gerekirse
beni çok etkileyen bir vecizeyi sizlere takdimimle yazımı bitirmek istiyorum.
“Herhangi bir durumda sonsuz bir hareket tarzı vardır.”
Aydın Yıldız / Marka Danışmanı
0 yorum:
Yorum Gönder