![]() |
Reklam ve Marka |
“Bir kere doğduktan sonra,
sağlıklı yaşayabilmesi için markanın reklama ihtiyacı vardır.”
Al&Laura Ries
Yaşayan bir marka olmak toplumla
sürekli iletişimde olmayı gerekli kılar.
İletişim bu yönüyle bir hükmi
şahıs olan markalar için “hayati” niteliktedir. İletişimde olmak hayatla “bağ
kurmak” ve bu bağ üzerinden “nefes-alıp vermek” gibidir.
Marka hedef kitlesine reklamlar
yoluyla mesajını iletir.
Türlü içerik ve biçimde ifade
edilebilen reklamlar yoluyla kendini anlatır.
Zihinlerde ve gönüllerde yer alan
imajını tazeler.
Ticari ve/veya sosyal mesajlarını
hedef kitlesi ile paylaşır.
Sonuçta ne olur?
Sonuçta marka “reklamın etkisiyle”
istediği sonuçları alır.
Nedir bu sonuçlar?
Marka açısından reklam yapanın
sonuçları:
§
Reklam öncelikle
markanın adını duyurur.
§
Son derece
karmaşık, iç içe geçmiş ve kozmopolit pazar yapısı içinde markanın
“farkındalığını” artırır.
§
Markanın
ismini yüzünü, biçimini ve değerlerini hedef kitlesi ile buluşturur
§
Markanın
bilinirliğini artırır.
§
Tanınırlığını
artırır.
§
Reklam
markaya kişilik kazandırır.
§
Mevcut
kişiliğini de pekiştirir.
§
Görünürlüğünü
ve bulunurluğunu artırır.
§
Pazar payını
artırır.
§
Pazardaki
talebini artırır.
§
Reklam
markanın rekabet gücüne güç katar.
§
Markanın
temsil ettiği ürün de mükemmelse reklam markayı ve ürünü rekabet-üstü
kılabilir.
§
Raftaki
yerini genişletir.
§
Yeni
pazarlara girer.
§
Satışlarını
artırır.
§
Müşterilerini
artırır.
§
Müşterilerinin
daha çok kalbini kazanır.
§
Reklam marka
değerleriyle müşteri değerlerini örtüştürür ve “marka fun”ları ortaya çıkarır.
§
Her reklamda
akla (nöronların içine ve snapsların arasına) daha çok yer eder.
§
Sadece bugünü
değil, kredisini her reklamla artırarak “geleceği de kazanır.”
§
Beğenilir.
Hoşlanılır. Aranır. Sorulur.
§
Finansal
olarak “marka değerini” artırır.
Marka açısından reklam yapmanın
toparlayıcı ve kuşatıcı tek cümleye indirgenebilen etkisi: “Marka sonuçta
yaşayan yıldız bir marka olur.”
MediaCat dergisinin Ocak 2014 te
2013’e projeksiyonla tespit ettiği 2013′te en çok reklam yatırımı yapan 50
şirket şu şekilde suralanmış.
Unilever, Turkcell, Benckiser,
P&G, Vodafone, Hayat Kimya, Avea, Ülker, Frito-Lay, Eti, Arçelik, Henkel,
L’Oreal Türkiye, Halkbank, Coca-Cola, TTNET, Colgate/Palmolive, Finansbank,
Ferrero/Kinder, Mars Gıda, Gloxo Smith Kline, Pepsi,Nestle, Casper, Kraft,
İstikbal, Vakıfbank, Eczacıbaşı, Denizbank, Petlas, Boytaş, Evyap, Vestel,
Sütaş, Organik Bal Dünyası Anaarı, Türk Telekomü, Akbank, ING Bank, İş Bankası,
BN Elektronik, Garanti Bankası, Çaykur, Bosch, Johnson&Johnson, Pınar,
Migros, Numil Gıda, Dr. Oetker, Mondi, Danone
Şimdi bu firmaları, markalarını ve
ürünlerini düşündüğünüzde reklama bu denli yatırım yaplarının ve bu denli
ekonomik pazarda başarılı olmalarının, söz sahibi ve imaj sahibi olmalarının
altında yatan “dinamik güç” sizce de kolayca anlaşılmıyor mu?
Reklam ve reklamın dinamik gücü ortada.
Bu gücü kullanmak gerekir. Tüm
yönleriyle ve bir etkileme unsuru ve iletişim biçimi olarak türlü şekilde
kullanmak gerekir. Marka olmanın ve marka gibi davranmanın ana kuralı reklam
vasıtasıyla hedef kitleyle sürekli iletişimde olmaktır.
Reklam hayatın tüm
disiplinlerinden beslenir. Gücünü de çok yönlü, çok kanallı, çok dilli, çok
yaratıcı olmak gibi güç noktalarından sağlar.
Reklam insanların kararlarını
etkilemede ve onlara bir hayat görüşü oluşturmada artık yadsınamaz bir güce
sahiptir. Bir disiplin ve giderek bir bilim olmak yolunda hızla ilerlemektedir.
Reklam reel ve sanal olarak da hızla alan genişletmesi yapmaktadır. Şekil,
içerik, yöntem, konsept, mecra olarak hayli çeşitlenmiş bir karmaşıklık içinde
reklam fikirleri oluştulmakta ve bu fikirlerle markalar yönetilmektedir.
Güçlü fikirler, dört başı mamur bir concept çerçevesinde marka ve markaların temsil ettiği ürünlere “hayat öpücüğü” vermektedir.
Güçlü fikirler, dört başı mamur bir concept çerçevesinde marka ve markaların temsil ettiği ürünlere “hayat öpücüğü” vermektedir.
Reklam da kendini sürekli
değiştirmekte ve dönüştürmektedir. Toplumun ve hedef kitlenin ilgisi neredeyse
oraya doğru bir yönelim göstermektedir. –İyi Fikirler Büyük Kampanyalar- isimli
kitabında Teressa Iezzi reklam mecralarında süregelen değişikliği ve trendleri
şu cümlelerle yorumlamaktadır: “Eskiden akılda kalıc bir slogan, her
mükemmel reklamın temel taşıydı. Oysa bugün kampanyalar artık “statik değil”;
“inter-aktif / Çok platformlu ve Sürekli”. Digital devrim tüketicileri marka
hikayelerinin etkin katılımcıları haline getirdi. Bunun bir sonucu olarak
reklam bilimi ve sanatı tek yönlü mesajların geliştirilmesinde n kitlelerin
karşılıklı konuşmalara katılımını sağlamaya dönüştü.”
Reklam dünyasındaki evrilmeler ne
kadar çok, çeşitli ve alışılmadık olsa da, reklam ajanlarının ezberleri ardı
ardına ne kadar çok bozulsa da, “markalar” gelecekte de her daim değişen ve
dönüşerek güçlenen reklamdan beslenmeye, reklamdan güç almaya ve reklamın
rüzgar gücüyle gökyüzünde bir yıldız gibi parlamaya devam edecekler.
Vizyoner marka olmak, reklamsız olmaz.
Reklamdır ki markaların vizyonunu
görünür kılar. Bu vizyona can verir, kan verir, hayat verir.
Kitleler reklamda gördüklerine
daha kolay inanır. Kabullenir, benimser, hoşlanır, severler.
LoveMark olmanın yolu marka fikirlerini
görünür kılmaktır! Daha da ötesi görüneni “kalbe yakın” kılmaktır.
0 yorum:
Yorum Gönder